DR.SÜREYYA ŞAHİNPOĞLU: “UZUN YAŞAM İÇİN ŞÜKRET”
DR.SÜREYYA ŞAHİNPOĞLU: “UZUN YAŞAM İÇİN ŞÜKRET”
Klinik Biyokimya Uzmanı ve Sağlıklı Yaşam Danışmanı Dr Süreyya Şahinoğlu uzun yıllar yurt içi ve yurt dışında yapmış olduğu araştırmaları hayatımızda kolaylıkla uygulayabileceği bilgiler halinde bizlere sunuyor. İstanbul Birûni laboratuvarında arkadaşı Dr Semra Temel Levent ile birlikte sağlıklı yaşam laboratuvarını kuran Dr Süreyya Şahinoğlu sağlıklı yaşam test danışmanlığı yapıyor.
İnflamatuvar hastalıklardan, mikrobiyataya. ikinci beynimiz olan bağırsaklardan uzun yaşamın sırlarına kadar ilgilenebileceğimiz bir çok konuya değindik.
Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetlerde bugün sağlıklı yaşama dair bir çok sorumuzun cevabını aldığımız Dr Süreyya Şahinoğlu ile sizlere ilham olmayı umuyoruz.
*Süreyya Hanım gerçekleştirdiğiniz sohbetten çok etkilendim. Duyduğumuz ve sıkça unuttuğumuz bilgileri etraflıca ve bilimsel olarak o kadar net şekilde verdiniz ki aklımda unutmayacağım anekdotlar kaldı. Tıpçıların öğrenimleri hiç bitmiyor gibi…Mesleğe başlamanız, süreçleriniz ve bugün geldiğiniz uzmanlık alanınızdan bahsedebilir misiniz lütfen?
Süreyya Şahinoğlu - Sağlıklı yaşamla hem ilgili hem katılımcı hem de enerjik bir grupla birlikte olmak benim için çok keyifliydi. 1988 yılında 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra klinik biyokimya alanında uzmanlığımı aldım. 8 yıl devlet hizmetinden sonra 18 yıl Alman hastanesi, 2 yıl İtalyan hastanesinde biyokimya laboratuvar sorumlu hekimi olarak çalıştım. Ardından bir Avrupa laboratuvarında 4 yıl İstanbul şubeler medikal direktörü olarak çalıştım. Son 10 yıldır sağlıklı yaşamın sürdürülmesi adına yapılabilecek testleri incelemeye başladım dünyanın kullandığı fakat Türkiye’de çalışılmayan testlerle ilgili eğitimler aldım, bu testlerin ülkemizde çalışılması için çalıştım. Beş yıl önce 42 yıllık geçmişi olan İstanbul Birûni laboratuvarında arkadaşım Dr Semra Temel Levent ile birlikte sağlıklı yaşam laboratuvarını kurdum. Bu süre başından beri sağlıklı yaşam test danışmanlığı yapıyorum Yüzyılımızın en büyük sorunu kronik inflamatuvar hastalıklar. Bu hastalıklara neden olan tetikleyici faktörlerin bulunması ile ilgili, sağlığın sürdürülmesi, mikrobiyata, toksik metaller, mineraller vitaminler, stres, hormon metabolizması başta olmak üzere bir çok konuda doktorlara veya halka seminerler eğitimler verdim
*Mikrobiyotanın yaşamımızdaki etkisi nedir?
SŞ- Bizimle birlikte yaşayan ve sağlığımızı etkileyen bakteri, virüs ve diğer türlerden oluşan mikrobiyota dediğimiz bir çok canlı var. Bu canlıların yaklaşık %90ı bağırsaklarımızda yaşıyor. Bağışıklık sistemimizin de yaklaşık %80’i bağırsaklarımızda yer alıyor. Mikrobiyatayı oluşturan mikroplar bağışıklık hücrelerimizi etkiliyor onları eğitiyor dolayısıyla bağışıklık sistemi bozulduğunda mikrobiyotanın ve bağırsak sağlığının düzeltilmesi çok önemli.
*Mikrop mikropturJ zararlı bildik hep ama siz bambaşka bir pencereden bakmamızı sağlıyorsunuz. Mikrobiyota nedir?
SŞ- Mikrobiyata dost veya dost olmayan bakteri virüs mantar gibi organizmalardan oluşan bir topluluk. Milyonlarca yıldır bizimle yaşıyor bizimle birlikte evrimleşmişler Bu mikroplar doğru ürünler oluşturarak sağlığımızı olumlu etkileyebildikleri gibi zararlı ürünler oluşturup olumsuz yönde etkileyebiliyorlar. Mikrobiyotamızda yaklaşık 500 -1500 çeşit mikrop var ve bu çeşitlilik sağlığın korunması için çok önemli. Kronik hastalıklardan, otoimmun, alerjik hastalıklardan koruyan önemli bir faktör. Enfeksiyonlar, sigara, aşırı alkol, toksik metaller , stres, çevresel kimyasallar , aşırı kullanılan antibiyotikler, anti inflamatuvar ilaçlar daha birçok madde çeşitliliği düşürüyor. Bizim sindiremediğimiz gıdaları sindirerek ve gıdalarımızdaki birçok yararlı maddelerle beslenerek iyi ürünler oluşturuyorlar. Bu iyi ürünler sayesinde hormon ve vitamin sentezi, enerji üretimi, zararlı mikroplarla savaş ve daha birçok iyi rolleri var. Mikrobiyotamızı doğru beslersek doğru ürün, yanlış beslersek kötü ürünler oluşuyor. Sebze, bakliyat ve tam tahıllardan(doğru tahıllar) zengin beslenme mikrobiyota için en iyi beslenme modellerinden.
*Mikrobiyota organ ise ona nasıl iyi bakmalıyız ve alarm durumunda sinyallerini nasıl verir?
SŞ- Mikrobiyotamızı öldürmemek ve doğru beslemek en önemlisi. Aşırı hijyen takıntısı- devamlı güçlü dezenfektanlarla temizlik hem ortamın hem bizim mikrobiyotamızı fakirleştirir. Dengesiz beslenme, sağlıklı da olsa hep aynı gıdalarla beslenme, paketli gıdalar, metaller, sigara, aşırı alkol, stres, uzun süre gereksiz kullanılan antibiyotikler vb onu olumsuz etkiler. Bu konuda çalışan uzmanlara göre haftada 30 farklı çeşit sebze, baharat ve meyve tüketimi zenginleştirir. En önemli gıdaları lifler, özellikle polifenol içeren sebze meyveler, sağlıklı tam tahıllar, iyi yağlar, fermente ürünler. Mikrobiyota bozulduğunda karşımıza en çok şişkinlik, gaz, hazımsızlık, tuvalet alışkanlığında bozukluklar, kronik yorgunluk, kas eklem ağrıları, baş ağrısı, depresif durum, sık hastalanma, hastalıklardan geç kurtulma alerjier, otoimmun hastalıkların artışı çıkıyor.
*İkinci beyin olan bağırsakların dengesini bozmamak için neler yapmamız gerek?
SŞ- Bağırsaklarımız vagus siniri ile beynimiz ile iki yönlü devamlı bir iletişim halinde. Duygusal durumumuz bu nedenle bağırsaklarımızı etkiler ve bağırsaklarımızda üretilen maddeler de bu nedenle beynimize ulaşıp onu etkiler. Mikrobiyotamızı doru beslemek, en önemlisi öldürmemek, düzenli egzersiz, iyi kaliteli uyku, yeterli su tüketimi, stresle başa çıkmayı öğrenmek yapabileceğimiz en iyi katkılardan.
*Dünyadaki 5 mavi nokta ve bunların ortak başlıkları nelerdir?
SŞ- Yaşayanlarının çoğunluğu 100 yaşın üzerinde ve sağlıklı olan topluluklara mavi bölgeler diyoruz. Her biri dünyanın farklı bilgelerinde fakat hem uzun hem sağlıklı yaşamayı başardıkları için ortak özellikleri hepimiz için çok değerli. Bence biri numaralı özellik hepsi her gün devamlı hareket halindeler, her zaman kaslarını çalıştırıyorlar. Bitki ağırlıklı beslenip, az hayvansal ürün tüketiyorlar. %80 doyunca yemeyi bırakıyorlar, aile bağları çok güçlü olan geleneksel toplumlar. Keyif için, birlikte olmak için büyük toplantılara zaman ayırıyorlar. Streslerini düşürmenin yollarını bulmuşlar. Açık havada zaman geçiriyorlar. Hepsinin inancı var. Hepsinin yaşam amacı var, sabah uyandıklarında hayatlarına şükrediyorlar.
*İnsan genom projesi konusu çok ilgimi çekti. Okuyucularımızla bu konuyu anlatabilir misiniz?
SŞ- 1990 yılında hangi genetik özellikler, farklılıklar hangi hastalıklara neden oluyor diye başlatılmış ciddi bütçe ayrılmış bir proje. Yaklaşık 13 yıl tüm ırklar geniş kitleler araştırılmış ve sonunda bulunmuş ki hepimizi genleri yaklaşık %99.9 aynı. Yani tek baçına genetik özelliklerimiz veya bozukluklarımız hastalıklara neden olmuyor ama bizim yaşam tercihlerimiz yani beslenme, uyku, kimyasal maruziyeti vb. birçok neden hastalıkların açığa çıkmasına katkıda bulunuyor.
*Sıraya koyarsak sağlıklı yaşam için en başa neleri alırsınız? –gen, çevre, beslenme, stres, düşünce şekli…-
SŞ- Sağlık için: doymadan yemekten kalkmayı öğrenme, doğru beslenme(üzerinde tarım ilacı olmayan bitkiler, sağlıklı ve az miktarda hayvansal ürünler, fermente ürünler vb), stresle başa çıkmayı öğrenme, olumlu düşünme, sürekli hareket halinde olma, yeterli su ve iyi bir uyku çok önemli. Genetik kaderimiz değil. Doğru yaşam tercihlerimizle epigenetik değişimlerle daha sağlıklı olabiliriz.
*Tıp sürekli değişiyor, gelişiyor. Fütürist bir yaklaşımla insanoğlunu sağlık ve yaşam kalitesi olarak nasıl bir gelecek bekliyor sizce?
SŞ- Endüstriyel toplumda yoğun tempoda günümüzü kurtarıp yaşarken sağlıklı nasıl yaşanır diye düşünebilirsiniz. Ben aslında bu konuda çok karamsar değilim. Farkındalık çok önemli. Belki hep bildiğimiz bu gerçekleri bir daha duymak ciddiyetini anlamamızı sağlayacaktır. Sağlıklı yaşam tercihlerine yönelmemize neden olacaktır. Tabii ki alışkanlıklardan vazgeçmek kolay değil ama dünyada sağlıklı yaşam projesi şehirleri var. Burada 1 yılda yaklaşık 3 yıl uzayan yaşam süresi varsa, daha mutlu ve sağlıklı yaşıyorlarsa bizler neden bunu başaramayalım?

SOHBETTEN İZLENİMLERİM
*Mesleğini çok severek yapıyor
*Çok sakin, dingin ve huzur veren bir yapısı var
*Araştırmacı bir bilim insanı
*İçleri gülen harika bir çift göz ile sohbet ettim
KISA KISALAR
İkili Seçeneklerden Birini seçin
Yürüyüş-Koşu Yürüyüş
Sıkılmak-Sabretmek Sabretmek
Susmak-Konuşmak Konuşmak
Dans Etmek-Oturmak
Dans etmek
Klasik-Modern Klasik
Dobra-Politik Dobra
Samimi-Mesafeli Samimi
Uykucu-Uykusuz Uykucu
Sakin-Heyecanlı Sakin
Kitap-Dergi Kitap
Doğa-Konfor Doğa
Kedi-Köpek Köpek
Güneş-Yağmur Güneş
Çay-Kahve Çay
Et-Ot Ot
Disiplinli-Rahat Rahat
Unutur-Affetmez Unutur
Tatlı-Tuzlu Tuzlu
Çin Yemeği-İtalyan Yemeği İtalyan yemeği
Şarap-Rakı Şarap
Esprili-Ciddi Esprili
KİMLİK
Burcu: Oğlak
Okuduğu okullar: Alsancak ilk okulu, İTK, 9Eylül tıp fakültesi
Bekar-aile: Evli, biri kız biri erkek 2 çocuk
İlgi alanları: Seyahat, yeni yerler keşfetmek, seramik, yürüyüş
%YÜZDE YÜZ
1-Senin için yüzde yüz tek gerçeklik nedir? Değer verdiğim ailem, arkadaşlarım ve benim mutluluğum
2- Yüzde yüz olmak istediğin yer neresi? Şu an olduğum yer
3- Yüzde yüz güvendiğin kişi? Ailem
4- Yüzde yüz bilmek istediğin şey? (kimsenin bilmediği ve senin öğrenmek istediğin bir şey) Uzaylılarla ilgili bilgiler J
KİMSİN?
1-Kimin beyninde olmak isterdin?-düşüncelerini merak ettiğin- Atatürk
2-Kimin gözleriyle dünyayı görüp, algılamak isterdin? Fikret Mualla
3-Bir ‘şifa aracı’ olsan hangisi olurdun? Dinleyen olurdum
NOKTALI YERLERİ DOLDUR?
1- “Sakinleştirmeyi, inandığım şeye ikna etmeyi” çok iyi yaparım
2- “Mış muş gibi davranmayı” hiç beceremem
3-Çevrem beni “uyumlu” biri olarak tanımlar
4-Az kişi bilir ben “dişli” biriyim
SANA DAİR KISA KISA
*’Doktor’ olmasan ne olmak isterdin? İç mimar
*30 yıl önceki haline döndün, ona ne öğüt verirdin? Beklentisiz ol, kişileri olduğu gibi kabul et
*Hayat motton varsa nedir? Hayat çok güzel
E-İYİ Kİ…
*İyi ki yapmışım: Çocuklarım
*İyi ki kabul etmişim: Eşimle evliliği
*İyi ki başladım: Hem iş hem sosyal hayat
*iyi ki yapmamışım: Bulamiyorum Galiba yol ayrımlarımda doğru kararlar vermişim