Psikolog Doç. Dr. Mehmet Şakiroğlu: ‘Aşk Kurgu Bir Duygudur!’
Kendini dinlettiren, farklı açılardan baktıran, bilimin temellerinden beslenen, güven verici, ilerikçi, ilk tanıdığım günden beri hiçbir cümlesini, kitabını kaçırmadığım Psikolog Dr. Mehmet ŞAKİROĞLU ile yoğun temposunun arasında en nihayet buluşabildik.
Ben sordum, hocam anlattı.
‘Aşk’ a olan inancım sayesinde bilimin sert duvarına çarptı.
O çok inandığımız yeni yüzyılın şişirdiği uzun ve mutlu yaşama kavramlarının nasıl da sektöre hizmet ettiğinden bahsetti.
Başlı başına bir röportaj konusu olan depremzedelere hizmet edecek, ülkemizde ve dünyada ilk olan ‘sanal gerçeklik gözlüğü’ projesini ilk bizimle paylaştı.
‘Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetler’de sağlıklı psikolojinin derinliklerini konuştuğumuz Mehmet Şakiroğlu’nun tavsiyelerini dinlemekte fayda var derim.
Keyifli okumalar!
*Hocam bir psikolog olarak mutlaka üzüldüğünüz dönemler oluyordur. Bu ruh halinden nasıl çıkıyorsunuz?
MEHMET ŞAKİROĞLU- Üzüntü ve mutsuzluk değerli duygulardır, kötü gün dostudur, üzgünsem bir nedeni vardır diye düşünür ve duyguyu yaşarım. Psikolog olmam da bu konuda yararlı. Psikoloji benim için bir meslek değil. O yüzden de psikolojiyi bir hobi olarak yapıyorum. İnsanı tanıma yolculuğu benim için çok keyifli bir yolculuk. Mesleğin sana heyecan veriyorsa, mesleğini hobileştirebiliyorsan; ona para kazanmak ya da prestijle ilgili anlam yüklemez, hayatı keyiflendirmesiyle ilgili bir anlam yüklersen zaten enerjini kaybetmezsin. Çalışan insanların enerjilerini kaybetmesinin nedeni profesyonellik tanımını yanlış yapıyor olmalarıdır.
*Sözlük anlamı ile değil de, sizin algıladığınız şekliyle psikoloji nedir?
MŞ- Psikoloji insan davranışlarının bilimsel metodoloji ile açıklanabileceğini savunan bir bilim dalıdır. Mesela kişisel gelişimde, instagram psikologlarında, astrolojide, yaşam koçluğunda bilimsel metodolojiye sıkışmak gibi bir dert yok; ucu açık, rahatsın. Uydur gitsin. Aklından geçeni doğru bilgi olarak söyleyebilirsin. İşte psikolojiyi anlamlı ve değerli kılan bu sıkışma halidir. Sıkışınca derinleşiyorsun! Diğer alanlar yüzeysel, ilgi çekici söylemler üretir ama anlamlı olan derinleşebilmektir. Bir psikolog bilimsel metodolojiye sıkıştığı için, bir biyolog gibi yaşam korkularına büyüteçlerle bakıyor. İşte bu derin bir bilgi daha değerli ve uzun süreli olabiliyor. Benim için psikoloji herkesin hayat hakkında bir fikri varken, bilimsel metodoloji ile bulgu yaratabilen bir alandır. Çok eğlenceli, ilgi çekici değil ama doğruluk sadece psikolojide vardır.
AŞK KURGU BİR DUYGUDUR!
*Hocam hormonlar psikolojimizi ne kadar etkiliyor?
MŞ- Sinirbilim çalışmaları yapılmaya başlandı. Bu alan daha henüz bir bebek. Psikolojinin ise 100 yıllık bir hikayesi var ama felsefeden getirdiği bin yıllık geçmişi var. Sinirbilim bir takım bulguların psikoloji tarafından zaten daha önceden bulunduğunun farkında değil. Biyolojimiz önemli ama psikoloji bambaşka. Örneğin sinir bilimi aşk için dopamin- serotonin-adrenalindeki artıştır der.
*Peki dopamin- serotonin-adrenalini ne tetikliyor?
MŞ- Sırrı siz söylediniz! Yıllarca anlatıldı: bu söylenenler vücudumuzun verdiği tepkilerdir; aşık olan bizim bilişsel sistemimizdir, durumu değerlendiren zihinsel tarafımızdır. Bu zihinsel taraf devreye girdiğinde biyolojik tarafımız buna tepki verir. ‘Aşk hormonlarla açıklanabilir bir şeydir’ demeci, televizyonu elektrikle açıklamaya benzer. Televizyonun elektriğini kestiğinde görüntü vermez ama verdiği görüntünün elektrikle de alakası yoktur! Mekanizma elektrikle başlar ama onun arkasında yönetmenler, oyuncular, koskocaman bir televizyon altyapısı vardır.
*Aşka dair harika bir metafor olmuş!
MŞ- Sinir bilimin açıklaması kolaycı bir tanım…
*Peki siz aşkı nasıl tanımlarsanız…
MŞ- Aşk Hollywood, Yeşilçam, şiirler, şarkılar, edebiyatın bize öğretti kurgu bir duygudur, gerçek değildir!
*Demeyin hocam, ya dediklerinizin hiçbirisi yoksa…Realist bir insan aşka düşemez mi?
MŞ- O üreme içgüdüsüyle olan bir şeydir ama bizdeki aşkın üreme duygusu ile açıklanmamasının nedeni üreme içgüdüsünün sosyalize edilmesi ihtiyacından dolayıdır. Mağara döneminden gelen bu üreme temelli cinsel arzu sosyalize olan insana yakışmadığı için aşk adını koyulan bir duygu tasarlanıyor. Tüm bu bahsettiğim şiirler, şarkılar, Hollywood, Yeşilçam hepsi aşkı kutsallaştırmaya çalışıyor.
STRESİN HAYATIMIZDAKİ ROLÜ: %45
*Psikolojinin fiziğimiz üzerinde ne kadar etkisi var? Sağlıklı bir psikolojinin, sağlığımızın iyi olması yeterli mi?
MŞ- Bilimsel olarak çok net bulgular var. Mesela insanın yaşam kalitesi ve uzun ömrü üzerinde etkisi sporun %5, beslenmenin ise %6'yı geçmiyor. Spor ve beslenme neden bu kadar büyük olgular olarak karşımıza çıkıyor?: çünkü satışı var. İkisi de büyük sektör! İletişim becerisi diye bir şey yok ama iletişim isteği diye bir şey var! Mesleğin bile insan ömründeki etkisi %6’dan fazla değil.
*Hocam geriye ne kaldı?
MŞ- Stres! Stresin etkisi %45. Stres papatyanın gövdesi, diğerleri yaprakları! Siz stresinizi iyi idare edebilirseniz, beslenme ile ilgili probleminiz kalmıyor; sporunuzu, egzersizinizi yapabiliyorsunuz; iletişim kurabiliyor ve tatmin olabiliyorsunuz. O yüzden stres hepsiyle alakalı ve temel noktada. Psikoloji sağlamlık çalışmaları, stresin çok belirleyici olduğunu ortaya koyuyor çünkü stres yönetimini iyi yapabilirsen ömrün uzuyor. Son kitabım ‘NASILSIN?’ da stresi yönetebilmenin yöntemlerinden detaylı olarak bahsediyorum. Tam teşekküllü bir Psikolojik Checkup kitabı ve bunu herkes okuyup psikolojik check up’ını yapmalı. Hasta olduktan sonra çok geç kalıyor müdahale.
*Hocam ‘akışta ol’ diyorlar, siz ne diyorsunuz?
MŞ- Çerçevesi çizilmiş bir akış iyidir. Akış sınırsız olmak değildir. Sınır içerisinde akışta isen problem yok ama insanlar konfor alanından çık safsatasıyla sınırsız bir akış tarif ediyorlar. İnsanın en üretken, en sağlıklı olduğu yer konfor alanıdır. Yeter ki o konfor alanını doğru yapınız!
*Konfor alanı bir süre sonra kişide aynı işleri tekrar etme, monotonluk gibi şeylere neden olmuyor mu?
MŞ-Monotonluğu ve tembelliği konfor alanında olmakla karıştırıyorlar. Üretken bir hayat için, tahmin edilebilir bir hayat öneririz. Aksi takdirde belirsizlik bu insanda kaygı yaratır. Bizim insanımız konfor alanından çıkmak deyince ya eşini boşuyor, ya da Bodrum’a yerleşiyor! Tüm bunları yaptığında bile hala sıkılabilirsin çünkü altyapın zayıf! İnsan konfor alanında üretken ve yaratıcı olabilir.
GÖZÜ DÖNMEK AHLAKSIZLIKTIR
*Sürekli olarak sokakta, mecliste, futbolda her yerde sinirine hakim olamayan, ‘aslında iyi insan olup da gözü dönmüş’leri görüyoruz! Bir insanın gözü dönebilir mi? Kontrol edilemez bir durum mu bu?
MŞ- Gözü dönmek ahlaksızlıktır! Psikolojik karşılığı budur. ‘Aslında çok iyi bir insandır ama gözü döndüğünde acayip şeyler yapar’ Bu çok tehlikeli bir cümle. Bu cümle bizi mahveder çünkü insanın ahlaklı ve iyi oluşu gözü döndüğünde ne yaptığı ile alakalıdır! Takımın 2-0 öndeyken hayat seni ahlakınla sınamaz. Sen 2-0 kaybediyor iken ahlaklı mısın? En güzel günleri yaşarken herkes iyi ve ahlaklıdır. Trafikteyken, ekonomik şartların zorluğunda, işler zora girdiğinde, ailenle sorun yaşarken ahlaklı olabilmek önemlidir. Burada da öfkenin kontrol edilebilir olması özgüven ile alakalıdır. Bunları yapan insanların hatalı bir özgüveni vardır.
Çocuklarımızı ‘özelsin, biriciksin’ diye yetiştirirken hata yapıyoruz çünkü biliyoruz ki sıradan insanlarız. Gereksiz bir özgüvenle yetişiyorlar ama bunun temeli yok. Trafikte kavga eden biri özgüvenli ama değerli değil! Kendini değerli hissetmeyen bir özgüven var orada. Diğerinin hakkını gasp etmek gibi bir ahlaksızlık üzerine kurulmuş bir özgüven var. Özgüveni artırma işlemlerin çabası çok tehlikeli bir çaba. Özgüven kendiliğinden, kaynakları sayesinde artan bir şeydir. Kaynakların yokken elde ettiğin özgüven, diğerlerinin hakkına tecavüz olur. Problem öfkelenmekte değil. Ahlak, öfkelendiğinde kendini nasıl kontrol ettiğinle, ne yaptığınla alakalıdır. Ahlak medeniyettir!
*Yeni yıla girerken bir sürü kararlar alıyoruz. Sağlıklı bir ruh için nasıl kararlar alalım?
MŞ- *Hedef belirleyin ama bu senin hedefin olsun,
*Hedef için yola çıkın,
*Yol seni hedefe götürmüyorsa çabuk vazgeçin,
* Hedeften değil ama yoldan vazgeçebilin.
Tüm bunlar bizi sabah daha enerjik uyanmamıza neden olur. Sabah enerjik uyanmaktan daha önemli bir şey yoktur çünkü anlamlı bir hayat yaşıyorsan ve bugün seni heyecanlandıran bir şey varsa sabah iyi uyanırsın.
Yeni yılla ilgili beklentilerimizi kendi potansiyelimiz dahilinde seçmemiz gerekiyor. En iyi aşk potansiyelinin dahilindeki aşktır; ulaşamayacağın bir hayal kurarsan yataktan kalkamazsın çünkü nasıl olsa ulaşamayacaksın!
“DEPREM TEKRAR OLURSA AYNI GÜN SANAL GERÇEKLİK GÖZLÜĞÜ İLE MÜDAHALE EDEBİLİRİZ”
*Hocam deprem döneminde yapmış olduğunuz çalışmalar çok kıymetliydi…neler yaptınız?
MŞ- Şu anda iki büyük araştırmamız var. Sanal gerçeklik gözlüğü ile deprem tedavi ediyoruz. Allah korusun bir deprem olduğu anda biz ertesi gün sanal gerçeklik gözlükleri ile standardize edilmiş bir müdahaleyi insanlarımıza yapabileceğiz. Bu gözlük ile size güvenli bir ortam sağlanıyor. Depremi doğru anlamlandırmanızı sağlıyor. Türkiye’nin ve dünyanın önemli dergilerinden biri bizim bu çalışmamızı yayınlamaya uygun bulup, kabul etti. Üniversite olarak, proje ekibim iki doktora öğrencim Alpay Çiller ve Ali Yasin Kafes ile beraber sanal gerçeklik gözlüğü yazılımı oluşturduk. Bu gözlüğü taktıklarında konforlu bir güvenli alan yaratılıyor; sonra onlara sosyal destek sağlıyoruz. Dertlerini anlatabilecekleri ortamlar yaratıyoruz. Bu çalışma ile insanların travma puanlarını ciddi anlamda azalttık. Hatay’dan Aydın’a gelenlerle çalıştık. Çok iyi sonuçlar aldık. Aynı sanal gerçeklik gözlüğü ile depresyon tedavisi gerçekleştiriyoruz. Antidepresanları kesebileceğimiz bir noktaya bununla gelebileceğimizi düşünüyoruz.
SANAL GERÇEKLİK GÖZLÜĞÜ MÜDAHALELERİ İLE ANTİDEPRESAN KULLANIMINI AZALTACAĞIZ!
*Hocam bu bahsettiğiniz başlı başına bir röportaj konusu! Muhteşem bir proje, dünyada bir örneği var mı?
MŞ- Yok, ilk defa biz yaptık! Olsa niye yapalım? Desteğimizi KOSGEB’ten aldık ama Tübitak’tan da alabilmek isterdik, bunlar aynı zamanda milli mesele. SSCI yayın olan çalışmayı Tübitak desteklemeliydi.
*A Milli Hentbol Erkek Takımı ile çalışmalarınız başlamış. Nasıl gidiyor? Ne kadar heyecan verici bir görev…
Evet Takım Psikoloğu olarak ilk deneyimimde Altınordu futbol takımı ile tarihlerinin ilk final maçını oynadım, oradan hentbol milli takımına geçtim. Federasyonla beraber yola çıkarken uzun vadeli planlar yaptık ve Türkiye’deki hentbol potansiyelinin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Saha içi müthiş bir duygu ve güzel bir spor psikolojisi dersi veriyorum, iyi öğrenciler geliyor.
Görevi: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Gelişim Psikolojisi ABD Başkanı
Eğitim:
Lisans: ODTÜ Psikoloji
Yüksek Lisans: ODTÜ Klinik Psikoloji
Doktora: ODTÜ Klinik Psikoloji
Kitapları:
Mutsuzluğa Mahkumuz
Öfke (Öfkeyi Olumlu Kullanma)
Aşkın Psikolojisi (Ozanser Uğurlu ile birlikte)
Kapat: Çocukları Sanal Dünyadan Koruma Rehberi (Cansel Poyraz Akyol ile birlikte)
Bağlan (Cansel Poyraz Akyol ile birlikte)
Mutsuz Değil Mutlusuzsun
SOHBETTEN İZLENİMLERİM
- Her sorunun cevabını verebilecek gibi duruyor –veriyor da
- Bakımlı, özenli
- Zeki ve esprili
- Sözünde duran, disiplinli
- Samimi ama mesafeyi ustalıkla koruyabiliyor
İkili Seçeneklerden (pembe olan kısımlar konuğun tercih ettikleri)
Koşu Yürüyüş
Sıkılmak Sabretmek
Susmak Konuşmak
Dans Etmek Oturmak
Klasik Modern
Politik Dobra
Samimi Mesafeli
Uykusuz Uykucu
Heyecanlı Sakin
Kitap Dergi
Doğa - Konfor Doğa da Konfor
Kedi Köpek
Yağmur Güneş
Kahve Çay
Et Ot
Disiplinli - Rahat kendime göre rahatım, çevreme göre disiplinliyim
Unutur - Affetmez Unuturum
Tuzlu Tatlı
Çin Yemeği İtalyan Yemeği
Esprili Ciddi
KİMLİK
Burcu: yengeç
Okuduğu okullar: ODTÜ Psikoloji Bölümü, ODTÜ Psikolooji yüksek lisans ve doktora. Mutluluk, afet psikolojisi, depresyon, stres ve kaygı konuları üzerinde makaleleri ve kitapları yayınlamıştır.
Bekar-aile: bekar
İlgi alanları: Bas gitaristim, iyi bir yüzücüyüm (10 ay denize girerim), 7 kitabın yazarıyım, fitness hocalığı yaptım ODTÜ’de öğrenciyken.
%YÜZDE YÜZ
1-Senin için yüzde yüz tek gerçeklik nedir?: Bir illüzyondayız. Bu dünyada insanın anlayabileceği bir gerçeklik yok
2- Yüzde yüz olmak istediğin yer neresi?: Güneşin hiç batmadığı ve sürekli denizde olabileceğim bir yer
3- Yüzde yüz güvendiğin kişi?: Hep Doğruları yapmış olan Atama güvenirim
4- Yüzde yüz bilmek istediğin şey? (kimsenin bilmediği ve senin öğrenmek istediğin bir şey): sadece 50 yıl sonra yapay zekanın aldığı hali merak ediyorum
A-KİMSİN?
1-Kimin beyninde olmak isterdin?-düşüncelerini merak ettiğin-: Geleceği belirleyebilecek biri olarak
Elon Musk olabilir.
2-Kimin gözleriyle dünyayı görüp, algılamak isterdin?: üstün teknoloji üreten birinin gözleriyle bakmak isterdim
3-Bir ‘icat’olsan hangisi olurdun? Zaman makinası
B-NOKTALI YERLERİ DOLDUR?
1-….çok iyi yaparım: su keyfini
2-…hiç beceremem: tamir
3-Çevrem beni…….biri olarak tanımlar: Yapmayacağım şeyi söylediğim için güvenilir
4-Az kişi bilir ben…..biriyim: Çok evcimen
C-MANEVİ ANLAMDA YAŞAMDAN
-
Doğum yerim Muğlanın doğası, memleketim Aydın’ın bereketi ve okuduğum Ankara’nın dostlukları