‘Hayata Şimdi Başlıyorum’ ‘Kadife Sesli Romantik Prens’: ÖMÜR GÖKSEL
Kendisiyle ne zamandır sohbet etmek istiyordum. Sanatçı kelimesini hakkıyla yerine getiren ve klasikler arasına giren, durmayan, sürekli yenilenen, enerjisiyle, duruşuyla, mesleğine olan tutkusu ile nesiller boyu ilham olacak bir isim olan Ömür Göksel’i Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetler’imizde ağırlamaktan mutluluk duyuyorum.
Yılların eskitemediği, hatta üzerine katarak, yenilenen bir marka olan Ömür Göksel, geçtiğimiz hafta İzmir de ASSM’de “Ömür Göksel ile Frank Sinatra Şarkıları” adı başlığında bir konser verdi. Ülkemiz dışında, İtalya, Amerika, Almanya gibi çeşitli ülkelerde de konserler veren sanatçı, ‘sahnelerdeki 60. yılımı bu sene kutluyorum’ diye başladığı 90 dakika süren konserinin bitiminde, salonu dolduran İzmirli müzikseverler tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı.
Ömür Göksel’den ‘Kadife Sesli Romantik Prens’ diye söz eden, ona bu lakabı yakıştıran nesil, onu bugünlerde çocukları, hatta torunları ile alkışlıyorlar.
Ömür Göksel de ‘bu durum beni duygulandırıyor, demek ki üç ayrı nesile şarkı söyleyen bir şarkıcıyım, hatta benden artık anneannelerin, annelerin ve gençlerin sevgilisi diye söz ediyorlar, bu da çok hoşuma gidiyor’ diyen kıymetli sanatçımızın samimi ve espri dolu geçen sohbetimizden keyif ve ilham almanız dileğiyle.
*Şarkıcılığınızın yanı sıra durmuyorsunuz, Son derece ilgi ile takip edilen “Müzikle bir Ömür” ve “Akdeniz Melodileri” adı altında her hafta TRT de yayımlanan iki radyo programınız var. Üstelik hazırlayarak sunan da sizsiniz…Enerjinize hayran olmamak mümkün değil diyoruz!
ÖMÜR GÖKSEL- Evet günler bence 24 saat yerine 28 saate çıkmalı çünkü 24 saat bana kısa geliyor, daha yapacak çok işim var. Şimdi başlıyorum hayata!
YENİ ALBÜM YAKINDA
* Konserde Kasım ayında çıkacak yepyeni bir Long Playinizden söz ettiniz… Biraz anlatır mısınız?
ÖG- Söz ve müzikleri kendime ait bir uzun çalar ile Ömür Göksel sevenlerini buluşturmak istiyorum bu şarkılarımla. Albümün adı “Aşk Şarkıları” olacak. Çok kaliteli, basılabilmesi için plak Fransa’da baskıda şu anda. Kasım ayında müzik marketlerinde ve internette yerini alacak. Ben de bu arada kaliteden asla ödün vermeden seri konserler ile müzik severlerle buluşacağım.
*Bu arada “Cebimde Saklı Şarkılar’’ adını vermiş olduğunuz bir de kitabınız var. Okurlardan duyduğuma göre zaman zaman çok duygusal, zaman zaman nükte yaratan bir kaleme sahipmişsiniz. İlk fırsatta okuyup kütüphaneme yerleştireceğim. Ömrünü sanata adamış bir müzik adamının neşeli ve hüzünlü anektodlarından oluşan bir kitaba sahip çıkanların çok olması beni çok sevindirdi. Genç sanatçılara öğütleriniz var mı ?
ÖG- Sanatçı öğüt vermemeli bence, örnek olmalı diye düşünürüm.
‘MUTLU BİR ÇOCUKLUK GEÇİRDİM’
*Yüzünüzde şarkı söylerken, konuşurken bile bir tebessüm var. Mutlu bir çocuk muydunuz?
ÖG- Evet, ailemin mutluluğu bana yansımıştı. Saygı, sevgi, hoşgörü, şefkat, insana değer vermeyi anne ve babamdan öğrendim. Sevginin en içtenini, en koşulsuz olanını daha o yaşlarımda doyasıya yaşadım. Adımı Ömür koymuşlar. Severim ismimi. Oksijenle ilk tanıştığımız andan son nefesimize kadar olan yaşam serüvenidir Ömür. Bu arada Tanrı içime haberim yokken bir hediye yerleştirmiş: Sanatsal duygular.
*Ne güzel tanımladınız…Ailenizin tek çocuğu muydunuz?
ÖG- Evet, çok zaman yalnızlıktan canım sıkılırdı. Anneme canımın sıkıldığını söylediğimde “şarkı söyle Ömür” cevabını alırdım. Canım o kadar sıkılmış olacak ki sonunda şarkıcı oldum. Son 60 yıldır canım profesyonelce sıkılıyor. Hem de çok! Devamlı şarkı söylüyorum. Ama çok uzun yıllar sonra yalnızlığın da zaman zaman bir lüks olduğunu anladım.
*Sizin için ülkemizde ‘Ömür Göksel romantizmin son kalesidir’ diyorlar! Romantik olduğunuzu nasıl fark ettiniz?
ÖG- Takvimler 1940’ların sonu, 1950’lerin başını gösteriyordu. Büyükbabama ait Kızıltoprak tren istasyonunun hemen arkasında bembeyaz dört katlı bir köşk vardı. Okullar tatil olduğunda, Mayıs sonundan Eylül sonuna kadar ailece o köşke yazlığa giderdik. O yıllarda Kızıltoprak başlı başına bir sayfiye bölgesiydi. Tenha, güvenli ve sessiz. Saat başı köşkün beş altı yüz metre ilerisinden geçen trenin düdüğü, kuş cıvıltılarının kesilmesine neden olurdu. Daha o yaşlarımda bile ‘bu trenler kim bilir hangi sevgilileri birbirlerinden ayırıyor, hangi sevgilileri birbirlerine kavuşturuyor?’ diye düşünürdüm. Henüz olgunlaşmamış sesimle öğrenip, söylediğim şarkılarda daima biten aşkların kavuşma heyecanını arardım. Konservatuvar mezunu olan annem, sadece hayat öğretmenim değil, aynı zamanda müzik öğretmenimdi. Alfabeyi, okumayı öğrenmeden önce İngilizce ve İtalyanca şarkılar ezberimdeydi. Bu gün bile repertuvarımda 500’ün üzerinde şarkı vardır. Sahnede asla bir kağıda bakarak şarkı söylemem. Beynim terabaytını bilmediğim bir hard diskdir.
*Sayamayacağım kadar çok ödül aldığınızı biliyorum, listelerde bir numara oldunuz. Anımsadıklarınız varsa bahsedebilir misiniz lütfen?
ÖG- 1968- 1979 yılları arasında tam 13 şarkım müzik listelerinde 1 numara oldular. 1972 ve 1974 de iki kez yılın şarkıcısı seçildim. 3 adet Altın Plak ödülüne sahibim. Sevemem artık---Yaşadım mı öldüm mü—Mutluluk - - Ha 3 gün önce, ha 5 gün sonra -- Senden bana yar olanda ---Unuttum--Ağlıyormuşsun—Kızım –Umurumda mı dünya – İçki, sigara benim tek dostum….hala bir neslin dillerindedir.
*Peki ya aldığınız ödülleri sayabilir misiniz?
ÖG- Ancak bazılarını sayabilirim:
1969 Mutluluk şarkısı ile ilk altın plak ödülü
1972 Yılın şarkıcısı ödülü
Sevemem Artık Altın plağı ile 1974 Yılın sanatçısı ödülü
1975 Yanıyorum Vallahi Altın Plak ödülü
2003 Türk Kalp Vakfı Özel Sanatçı ödülü
2007 Kültür Bakanlığı ödülü
2007 5.Alanya Caz Festivali en iyi Caz şarkıcısı ödülü
2007 İmedya TV Starları özel ödülü
2008 Meslek başarı ödülü
2009 Ankara Maltepe Rotary Kulüp Yaşam boyu başarı ödülü
2010 Rotary Klüpleri 40.yıl Meslek onur ödülü
2010 Avrupa Kültür başkenti İstanbul başarılı şarkıcısı ödülü
2012 Siyad gecesi yılın yabancı dilde en başarılı şarkıcısı ödülü
2016 Türk Eğitim Vakfı onur ödülü
2018 Afyon Caz Festivali yılın caz şarkıcısı onur ödülü
2019 Bonne Vie magazin yılların efsane şarkıcısı ödülü
2019 Türkiyenin Karizmaları Efsane şarkıcı ödülü
2019 İstanbul İKSV Caz Festivali Yaşam boyu başarı ödülü
2020 Ankara Caz Festivali Yılın Caz Şarkıcısı ödülü ve daha hatırlayamadığım bir çok ödül
YURT DIŞINDAN DÖNÜŞ
*Ödülleriniz oldukça uzun, çok tebrik ediyorum bunca yıl gösterdiğiniz özverili çalışmalarınıza! Uzunca yıllar yurt dışındaydınız. Döndüğünüzde nasıl bir müzik piyasasıyla karşılaştınız?
ÖG- 1980’de Amerika’dan aldığım bir teklifi kabul edişim beni ülkemden 1997’ye kadar ayrı tuttu. Uzun yıllar İtalya ve Almanya’da Caz kulüplerinde sahne aldım. Döndüğümde maalesef seviyesi çok düşük bir müzik türü ile karşılaştım ülkemde. Ben Do Re Mi ile uğraşırken baktım ki ülkemdeki müzik dinleyicisi ‘Ne re mi Ne re mi’ diye müzik dinliyor.
2004’de tüm dünyanın dinleyebileceği kalitede A Touch of Quality “kaliteye dokunuş” ve A Touch of Love “aşk dokunuşu” adı altında yaptığım iki albüm tümü İngilizce olmasına karşın beni yeniden yıllar sonra bir numaraya oturttu. İlk defa Türkiye müzik listelerinde bir Türk şarkıcı tarafından yorumlanmış albüm, tamamı yabancı dilde olmasına rağmen bir numara olmuştu. Bu konuda tevazu gösteremem, 25 yaşında star olabilirsiniz ama 60 yaşında unutulmuş bir şarkıcı olarak tekrar bir numara olmak , öyle her baba yiğidin işi değildir.
*Son derece değerli bir plak koleksiyonunuz da var değil mi? Kimler var bu koleksiyonda?
ÖG- Sadece plak değil, CD’ler ve hard disk’lerdeki koleksiyonum hiç abartmıyorum, Türkiye’deki tüm radyoların mevcut arşivlerinden daha zengindir! Frank Sinatra, Nat King Cole, Nancy Wilson, Tony Bennett, Dean Martin gibi şarkıcıların Amerikan standartları diye adlandırılan müziklerinin yer aldığı plakların mübalağasız binlercesine sahibim. Bunlara bütün Güney Amerika ve İberik Yarımadası’nın yani İspanya ve Portekiz’in de müziklerini eklersek ortaya müthiş bir Latin müzik arşivi çıkar. Bazı şarkıcıların belki de kendi arşivlerinde bile yoktur benim koleksiyonumdakiler. Gerçekten müzik koleksiyonum şaşırtıcı derecede zengindir.
*Müthiş bir şey bu! Peki müzik ve hayat felsefeniz nedir?
ÖG- Kişilerin kalite ve kültürlerini, dinledikleri müzik belirler. Müziği yaşayın, müziğe dokunun, sanatı koklayın, içinize çekin! ‘Ruhunuzu daima müzikle yıkayıp, arındırın’ derim.
Kemanda ahşap ne denli eskirse, o kadar güzel ses alırsınız. Bizler de sanırım eskidikçe, çok daha iyi sesler veriyoruz. Hayatı severek, üreterek, yeni anlamlar katarak, mavinin, yeşilin toprağın, çiçeğin, denizin farkına vararak yaşamak gerekir çünkü ‘hayatın tekrarı yoktur!’ Silgi kullanamazsınız. Hatta ‘size Tanrı’nın lütfettiği bu hayatı güzel ve uzun yaşayarak ölümden intikam alın’ diyorum.
Yıllar evvel televizyonlarda hazırlayarak sunduğum ‘Bir Ömür’ adlı talk show programımı daima şu cümlelerle bitirirdim: “Yaşamın nerede ve ne zaman biteceği hiç belli değil. Kimseyi kırmadan, tebessüm dolu bir yaşamı tüm insanlara dilerim. Zaten tebessümün maliyeti sıfırdır.”
SOHBETTEN İZLENİMLERİM
- Çok düzgün bir Türkçe ve kristal kadar parlak bir diksiyona sahip.
- Çok neşeli; insana keyif, mutluluk ve bilgelik veren bir karakteri var
- Oldukça titiz ve disiplinli
- Sözünün eri
- Durmuyor, enerjisi insana enerji katıyor
İkili Seçeneklerden (pembe olan kısımlar konuğun tercih ettikleri)
Koşu Yürüyüş
Sıkılmak Sabretmek
Susmak - Konuşmak Zamanında susmak, zamanında konuşmak
Oturmak Dans Etmek
Klasik - Modern Yerine göre
Dobra Politik
Samimi Mesafeli
Uykucu Uykusuz
Sakin Heyecanlı
Dergi Kitap
Doğa - Konfor İkisi de
Kedi - Köpek Tüm canlılar
Güneş - Yağmur Romantizmime göre
Çay - Kahve Su
Et - Ot Etobur vaye otobur değilim ama oburum
Disiplinli Rahat
Unutur - Affetmez Unutmam ama affederim
Tatlı Tuzlu
Çin Yemeği İtalyan Yemeği
Şarap Rakı
Ciddi Esprili