Bir Restorandan 'Yüzde Yüz' Fazlası
- Merhabalar. Öncelikle sizi tanıyalım… Nerede doğdunuz, eğitim hayatınız, medeni durum… Hobileriniz…
İzmir’ de doğdum. Boston Üniversitesi, işletme ve Finans Bölümü mezunuyum. Evliyim, iki çocuğum var. Spor ve sanat ilgi alanlarım, seyahat etmeyi çok severim.. Hayatımı aileme ve işime adamış bir işkoliğim diyebilirim.
- Babanızın kurduğu Ran Group ve grup markalarından Yüzde Yüz’ ün hikayesini anlatabilir misiniz?
1970’ lerde sevgili babam Kamran Habif’ in konfeksiyon ile temellerini attığı Ran GROUP; daha sonraları benim ve abimin de işlere dahil olmamızla farklı sektörlerde de faaliyet göstermeye başladı. Perakende mağazacılık kökenli bir grubuz aslında. Bünyemizde; Boyner Group ile iştirakimiz olan Altınyıldız Classics ve Beymen Business, ayrıca Brooks Brothers ve Lee, Wrangler markaları var.
Yüzde Yüz’ün hikayesi ise, yaklaşık yirmi sene önceye dayanıyor… Konak Pier AVM İzmir’de ilk açıldığında, Avm’de yer alan Beymen, Ranello, Network, Divaresse mağazaları bizim bünyemizde olduğundan babam sevgili Kamran Habif Avm’de epey vakit geçirmeye başlıyor ve bir gün acıktığında yiyecek bir şeyler bulamayınca, bugün hala Konak Pier’ de hizmet veren Mandolin Cafe’ yi açması ile gıda sektörüne giriş yapmış oluyoruz. Akabinde Dükkan Steakhouse ve 2009’ da Yüzde Yüz Konak Pier geliyor. 2011 yılında Alsancak şubemiz açılıyor, daha sonra Hilltown Yüzde Yüz’ü gruba kazandırıyoruz.
- Diğer markalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tabii… Gıda alanındaki ilk markamız olan Mandolin Cafe Konak Pier ve Forum Bornova’ da misafirlerimizi ağırlamaya devam ediyor. Mandolın daha genc ve dinamik bir marka. Grubun ilk göz ağrısı..
Balık restorantımız olan Adabeyi ise, on beş yılı aşkın süredir Konak Pier ’de misafirlerine hizmet veriyor…sayısız ödüller ile gurne severler tarafından taçlandırımış adabeyı restorantı. bir izmir klasğine evrildi.Turistlerın de çok tercih ettiği,denizin üzerinde rakı ve balık yapabileceğiniz, sevdiklerinizle güneşi batıracağınız bir lokasyonumuz.
Gruptaki en genç markamız Breeze, güncel trendleri takip eden, menüsündeki mevsimsel taze ürünler, ev yapımı makarnalar ile öne çıkan, tüm İzmirlilerin gitmekten çok keyif aldığı şık Brasserie’miz.
Casa Luna Hotel ise, Alaçatı’nın kalbinde dört mevsim keyifle tatil yapılabileceğiniz butik otelimiz. Casa Luna Alaçatı’nın en yüksek kapasiteli butik oteli olarak misafirlerine hizmet vermeye devam ediyor. Casaluna’nın insanı bağımlı kılan bır yönü var. Bir defa konaklayan misafirlerimiz yok denecek kadar az. Havasından mı,servisinden mi o güzel dingin bahcesinden mi, yoksa devamlı güleryüzlü çalışanlarından mı desem gercekten insana bir huzur hissi veriyor. Bir defa konaklayan tekrar tekrar ziyarete geliyor. Bu da tabi çok gurur verici…
- Yeni marka kurma hedefi var mı?
Yeni marka kurma hedefi şimdilik yok. Var olan markalarımızı İzmir dışına da taşıyarak büyütmeyi hedefliyoruz.
- İkinci kuşak yönetici olarak şirketteki göreviniz nedir?
Ran Group bünyesindeki aile şirketlerimizden RPT GIDA ve TURİZM A.Ş. yönetim kurulu başkanıyım. RPT Gıda’ ya ait tüm markaları yönetiyorum.
- Yüzde Yüz özelinde konuşursak bu markayı nasıl tanımlarsınız, neleri öne çıkarırsınız? Hizmet anlayışınız nedir? En önemli ilkeniz, olmazsa olmazlarınız nedir?
Yüzde Yüz & More, aslında ismiyle kendini tanımlayan bir marka. İyi yemek, iyi hizmet sunan köklü ve yenilikçi bir restoran olmanın da ötesinde, misafirine en önemli ilkemiz olan, her anlamda yüzde yüz ve koşulsuz memnuniyeti vadediyor. Bu vaadin arkasında tabii ki, restorancılık gibi uzun soluklu markaları görmeye çok alışık olmadığımız bu sektörde yirmi yıldır başarılı olmanın gücü var.
Bir restoran olarak servis kalitesi, yüksek hijyen standartları, yüksek malzeme kalitesi ile lezzetli yemeği ve içeceği sunmak bizim için ne kadar önemliyse, servis peçetesinin tasarımından; kahve fincanı seçimine kadar tüm detaylar da aynı derecede mühim.
Çünkü misafirlerimizin bize sadece yemek yemek için gelmediğini biliyoruz ve kendimizi sadece bir restoran olarak görmüyoruz. Yüzde Yüz aynı zamanda bir sosyalleşme, paylaşma, bir deneyim alanı. Projelerimizi de bu farkındalıkla üretiyoruz aslında…
Bu yüzden on yılı aşkın süredir, her ay farklı bir kitabı tartışmak üzere buluşan Yüzde Yüz Kitap Kulübümüz var. Dönemsel olarak farklı disiplinlerden sanatçıların sergilerine ev sahipliği yapıyoruz. Örneğin bu sene bahar döneminde Melis Ragusin ve Mahmut Aydın’ın eserleri Alsancak şubemizde misafirlerimizle buluşuyor. Hürriyet Ege işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz ‘Yüzde Yüz İlham veren Sohbetler’ de sevgili gözde yener birman’ın kaleminden; sanatıyla, bilimiyle, müziğiyle, hayata bakışıyla ilham veren çok kıymetli insanların hikayelerini paylaşmaya vesile oluyoruz. Belki de hayatında zorluklarla karşılaşan bir genç Karsu’nun, Türev Uludağ’ ın hikayesinden ilham alıyor..ve o da fark yaratmak istiyor.Bizde onarın hikayesini paylaşarak bir şekilde vesile oluyoruz. Bunu çok kıymetli buluyorum.
- Şu an kaç şube var? Yeni şube açma hedefi var mı?
Gıda ve Turizm alanında şu an sekiz restaurant işletmemiz ve Alaçatı’ da bir otelimiz var.
Yeni şube açma hedeflerimiz var, hatta Yurtdışı projeleri için görüşmelerimizin başladığı haberini vermiş olayım.
- Menüleri nasıl bir ekiple, nelere dikkat ederek oluşturuyorsunuz? Hangi mutfağın izleri daha çok?
Menüleri kendi profesyonel ekibimizle oluşturuyoruz. Deneyimli şeflerden, şube yöneticilerine kadar büyük bir ekibin dahil olduğu özenle yürüttüğümüz bir süreç oluyor. Tabii ki en büyük önceliğimiz her zaman lezzet. Mevsime uygun yüksek kalite malzeme ile, hem damağa hem göze hitap eden tabaklar yaratmaya odaklanıyoruz. Yüzde Yüz’ de Uzak doğudan Ege’ye birçok dünya mutfağından ilham alan lezzetler var. Menü oluştururken gastronomi trendlerini yakından takip etmek ve güncellenmek şart, fakat klasikleri de olduğu haliyle korumak gerektiğine inanıyorum. Cafe de Paris Bonfile mesela, Yüzde Yüz menüsünde dokunulmazdır diyebilirim. Bu dengeyi sağlamak önemli…
- Evinizde ya da gruba bağlı restoranlarda mutfağa girip yemek yapar mısınız?
Restoran mutfaklarımız profesyonellere emanet, evimde ise çocuklarımla vakit geçirmek, onlara sağlıklı tatlı ve atıştırmalıklar yapmak için mutfağa giriyorum…
- Gıda ve restoran sektörü her geçen gün gelişiyor. Buna ayak uydurmak için neler yapıyorsunuz ve sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ülkemizdeki ve tüm dünyadaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Sektör çok gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. Biz bu işi ilk yapmaya başladığımızda, koşullar çok daha kısıtlıydı. Kalifiye personel bulmak daha zordu. Gastronominin ülkemizde ve dünyada gelişmesi, üniversite bölümlerinin yaygınlaşması bu anlamda çok faydalı oldu. Okullu olmanın gerçekten avantajı var, ben şunu da gözlemliyorum, iyi bir mutfak için çekirdekten yetişen alaylı ve okullu şefler birlikte takım olmalı. Biz bu anlamda şanslıyız, mutfaktan servise kadar ekibimizde hem alaylı, hem okullu çok kıymetli çalışanlarımız var. Bizim olmazsa olmazımız ise; ekibi doğru kurgulamak, ekibin her mertebesinde eğitimler aldırmak, ve ekibi işin içine dahil etmek, onlara yükselme şansı tanımak RPT Group için çok önemli. Sonuçta bizim misafirimizi iyi ağırlamamız ve onlara iyi bir servis verebilmemiz için arkada kuvvetli bir ekibin olması ve onların bu işi severek yapması bu işin anahtarı. Bu konuda, mütevazı olamayacagım rpt group olarak yüksek bir şirket sadakati var. Gerçekten ekip konusunda hem biz hem onlar çok şanslı. buradan tüm ekibimide çok teşekkür ediyorum.
Bunun yanı sıra, Gelişmelere ayak uydurmak için markayı güncel tutmak ve sosyal medyayı takip etmek ve iyi kullanmak özellikle yaşadığımız teknoloji çağında çok önemli.
- İzmir ve Urla’da michelin yıldızı alanlar oldu. Siz İzmir’in gastronomi dünyasında yerini nasıl görüyorsunuz?
Çok gurur verici tabii ki… Urla’nın, İzmir’in, gastronomi dünyasında önemli bir yeri var. Her şeyden önce Ege; mutfağıyla, insanıyla çok değerli bir kültür. Bu değerin daha çok insana ulaşması ve yükselmesi adına güzel gelişmeler olduğunu düşünüyorum.
- Kenti bu alanda gelecekte neler bekliyor?
Urla’nın gastronomi alanında geldiği nokta bizim için çok kıymetli. Bölgede şarapçılıkta ve sürdürülebilir gastronomideki gelişmeler İzmir’e bir ışık tutuyor. Bu bağlamda İzmir gastronomi dünyasında dikkat çeken ve gelecekte bu alanda daha da yükselecek, gelişecek bir şehir.